Son on yılda Afrika kıtasındaki hayatı dramatik bir şekilde değiştiren iki icat oldu.
İlki cep telefonu, ikincisi ise motosiklet. Motosikletin hem kişisel ulaşım aracı hem de moto-taksi olarak yükselişi gerçekten de dramatik oldu. 1990'larda kıtadaki büyük şehirlerde devlet tarafından desteklenen toplu taşıma sisteminin çökmesinden kazançlı çıkanlar özel minibüsler ve son zamanlarda ise moto-taksiler oldu. Toplu taşımadan daha ucuzlar, daha esnekler ayrıca diğer araçların gidemediği yollara gidebiliyorlar, hatta yolların olmadığı yerlerde hareket edebiliyorlar.
Kırsal kesimlerde motosikletler görüp görebileceğiniz tek taşıma aracı ve çiftçilerin başka türlü ulaşamayacakları topraklarda tarım yapabilmelerini, ürünlerini eve ya da pazara taşıyabilmelerini sağlıyorlar. Benin'de motosikletlerin önünde yüzlerce tavuğun taşınması sıradan bir görüntü. Müslüman bölgelerin tamamında bayram zamanında insanlar keçi ve koyunları kaçınılmaz kaderlerine motosikletlerle taşıyorlar.
Bamako'da genci de yaşlısı da iki tekerin üstünde denebilir. Genç kadınlar özenle yapılmış saçlarıyla kask takmadan motosiklet kullanıyor bir yandan da arkadaki arkadaşlarıyla konuşuyorlar (o arkadaş da çoğunlukla cep telefonundan mesaj atıyor ya da konuşuyor oluyor). Kadınlar ayrıca minibüstense moto-taksiye binmeyi tercih ediyor zira burada tacize uğrama ihtimali daha az. Genç ve hali vakti yerinde olan kadınlar için motosikletin bir özgürleşme aracı olduğu kesin. Bir aile ise iki-üç yüz Euro'ya bir motosiklet alıp çocuklarını okula daha kolay götürebilir ve hatta böylece sosyal statüsünü artırabilir.
Batı'da Çin yapımı bir motosiklete pek rastlanmasa da Afrika'dakilerin yüzde 70'i, dünyadakilerin ise yüzde 50'si Çin malı. Fakat hâlâ birkaç Vespa bulunabiliyor. Bunlar tıpkı Batı Afrika'da özenle sevilip korunan antika Peugeot'lar gibiler. Motosikletlerin bu şekilde birbirlerinin aynıları olması (farklı markaların bile parçaları aynı) bu aletlerin kolay ve ucuz bir şekilde tamir edilebilmelerini sağlıyor. Bu şekilde ucuza gelen motosikletler gençleri özgürleştirmekten çok daha fazlasını yaptılar. Çiftçilerin hayatları kolaylaştı, Afrikalı kadınlar hareketlendi ve istihdam arttı. Kırsal bölgelerdeki okullara köyde yaşamak istemediklerinden gitmeyen öğretmenler, şimdi motosikletle her gün yolculuk yaparak okullara gidebiliyorlar. Polis eskiden ulaşamadığı yerlere ulaşabiliyor.
Motosikletler ayrıca sağlık hizmetleri alanında çok etkili oldular. Özellikle sıtmanın yoğun olduğu Sahara altı Afrika'da en çok sıtmadan ve doğum sırasındaki sorunlardan dolayı ölümler yaşanıyor. Bu durumlarda sağlık merkezlerine vaktinde gidebilmek çok önem taşıyor. Hasta bir çocuk kolaylıkla bir motosiklet üstünde taşınabiliyor. Doğum yapmakta olan bir kadın ise daha zorlanıyor. Fakat birçok sağlık merkezi yanlarında özel oturma yerleri olan motosikletler kullanmaya başladı bile.
Ayrıca sağlık personeli bu şekilde doğum yapan kadınlara ulaşabiliyor, köylerde aşı yapabiliyor ve genel olarak sağlıkla ilgili halkı bilgilendirebiliyor. New York Times gazetesi motosiklet sayesinde eskiden ziyaret ettiği köy sayısını yediye katlayan Tsepo Kotelo ile ilgili bir haber yayımlamıştı. Tsepo sadece tıp bilmekle kalmıyor aynı zamanda motosikletinin bakımını da yapabiliyor. Elbette bazı kötü haberler de var. Motosiklet kullanımı arttıkça, kazalar da artıyor. Çok az kişi kask takıyor. Açıkçası insanın kafasını kaynayacak derecede ısıtmayan ve pahalı olmayan bir kask icat edilinceye kadar bu durum değişeceğe benzemiyor. Bazı şehirlerde en azından motosiklet şeritleri konsa da, çok kalabalık yollarda bir motosiklet kalabalığının içinde olmak korkutucu olabiliyor.
Son olarak şunu sorayım: Afrikalıların hayatlarını değiştiren cep telefonlarının elektriğin olmadığı kırsal kesimde ya da gecekondularda nasıl şarj edildiğini düşünüyorsunuz? Elbette ki birilerinin motosikletindeki akü sayesinde şarj oluyor.
Yorum - Damıen Raffarty
ZAMAN YORUMLAR
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder